Londra'da Şehir merkezinde konaklama yapıyorsak ve yemek için çok zaman harcamaz istemiyorsak mutlaka Soho bölgesine geçmelisiniz.Bu bölgede her ülke ve her damak için uygun fiyatlı menüler bulabilirsiniz.Özellikle yazın italyan kışın ise meksika'nın acı soslu menülerini denemelisiniz.

National Portrait Gallery den sonra,Fitzrovia bölgesine kadar olan Soho'yu kapsıyor.Gündüzleri alış veriş içinde oldukça popüler bir yer. Akşmaları ise renkli ışıklara ve hareketli kaldırımlara sahip.

Yemeğimizi Soho da yedikten sonra arkadaşlarımızla bir de sohbete koyulduysak bunun için Londra'nın Ünlü Publarını keşfetmeniz gerekiyor.The National Gallery den Thames Nehrine kadar olan alan ve Viktoria tren istasyonuna kadar olan alanı düşünürsek bir çok ünlü Pub bu alanda.Görkemli binaların içerisinde ışıltılı tavanlar ve avizeler hafif bir müzik size günün bütün yorgunluğunu attıracaktır.Fiyatlar oldukça makul diyebilirim.

Londra'nın en güzel yanlarından bir tanesi GDO'lu ürünlerin yasaklanmış olması.Marketler ve gıda satışı yapan yerler özellikle bu konuda çok hassaslar.Ama ben tatmin olmam ne kendim yerim nede aileme yediririm derseniz işte size Londra pazarları.Şehirde bir kaçtane büyük Hal bulunuyor.Bunlardan benim en çok tavsiye ettiğim Tower Bridgede bulunan.El yapımı ekmekler taze taze kızartılmış balıklar ve peynirler.Fiyatlar Restorandan ucuz marketten pahalı.Ama eminim ki aradığınız bir lezzet varsa mutlaka uğrayın bulamamanız imkansız.

Elbette bütçemizi biraz zorlarsak ve hadi kıyalım paraya da bu akşam kendimizi şımartalım derseniz.Adresimiz Oxford Street ,pahalı dükkanların arasında ünlü restorant zincirlerini bulabileceksiniz.Elbette lüksün sınırı yok ister bir şatoda isterseniz bir göktelenin en üst katındaki bir masada Londra da günün son ışıklarına karşı ziyafet çekebilirsiniz.